GUSÜL (BOY ABDESTİ)
Tepeden tırnağa kadar vücudun her tarafını hiçbir yer kuru kalmayacak şekilde yıkamak.
Fiil kökünden isim olan gusl, sözlükte; yıkanmak ve temizlenmek manasına gelir. “Gasele” fiili de, kirin suyla giderilmesi ve temizlenmesini ifade eder.
Erginlik çağına gelmiş her müslüman erkeğin ve kadının şu durumlarda boy abdesti alması gerekir.
1) Cünüplük; yani cinsî münasebet, ihtilam ve ne şekilde olursa olsun meninin (sperm) şehvetle vücut dışına çıkması.
2) Hayız (kadının âdet görmesi) ve nifâs (lohusalık) hâlinin sona ermesi.
Bu hallerde gusletmek farzdır. Bazı durumlarda da gusletmek, sünnet veya müstehabdır. Meselâ; Hac ve Umre yapmak maksadıyla Mekke ve Medine’ye girmeden önce, hac mevsiminde Mina ve Müzdelife’de bulunmadan önce; yağmur duasından önce; herhangi bir hayırlı iş için müslümanlarla bir araya gelmeden ve mübarek gecelerde gusletmek sünnet ve müstehabdır. ‘
Namaz için alınan abdest “küçük abdest” kabul edilerek, gusle “büyük abdest” veya “boy abdesti” adı verilmektedir.
Guslün farzları üçtür.
- I) Ağza su alıp boğaza kadar çalkalamak. 2) Buruna su çekmek ve yıkamak. 3) Tepeden tırnağa bütün vücudu yıkamak.
Vücut yıkanırken en ufak bir yerin kuru kalmamasına dikkat edilmelidir. Aksi taktirde gusül yerine gelmemiş olur. Onun için kulaklar, göbek çukuru, saç, sakal ve bıyıkların dipleri iyice yıkanır.
Guslün sünnetlerine gelince: 1) Gusle besmele ve niyet ile başlamak. 2) Avret yerini yıkamak ve bedenin herhangi bir yerinde pislik varsa onu temizlemek. 3) Gusülden evvel abdest almak. 4) Abdestten sonra, önce üç defa başa, sonra üç defa sağ, üç defa da sol omuza su dökerek her defasında bedeni iyice oğuşturmak. 5) Guslederken çok fazla veya çok az su kullanmaktan kaçınmak. 6) Kimsenin göremeyeceği bir yerde yıkanmak. 7) Tenha bir yerde yıkanılsa bile, avret yerini açmamak. 8) Guslederken konuşmamak. 9) Gusl bitince bedeni bir havlu ile kurutmak 10) Gusulden sonra çabucak giyinmektir.
GUSLÜN ADABI
Guslün adabı aynen abdest adabı gibidir.
Gusletmek isteyen kimse önce besmele çekerek gusle niyet eder. Ellerini bileklerine kadar yıkar ve üzerinde yapışıp kurumuş bir şey varsa onları temizler. Sonra herhangi bir pislik olmasa bile avret yerlerini ve uyluklarını yıkar. Sonra sağ avucu ile ağzına bolca su alarak iyice çalkalar; bunu üç defa tekrar eder; oruçlu değilse suyun boğazına ulaşmasını sağlar. Sonra yine sağ eli ile burnuna üç defa su çekerek iyice temizler. Bundan sonra namaz abdesti gibi bir abdest alır. Şayet yıkandığı yere su toplanıyorsa, ayaklan, abdest alırken değil gusülden çıkarken yıkar. Abdest aldıktan sonra, önce başına, sonra sırayla sağ ve sol omuzlarına üçer defa su döker. Her defasında vücudun her tarafını iyice oğuşturur. Hiçbir yerinin kuru kalmaması için dikkat eder. Bunun için saçlarının, sakallarının diplerine, göbeğinin içine suyun ulaşmasını sağlar. Eğer vücudunun bir yerinde, herhangi bir yaradan dolayı ilaç veya sargı varsa ve fazla su bunlara zarar verecekse, bunların üzerinden suyu hafifçe geçirmekle yetinir; bu da zarar verirse sadece eliyle üzerini mesheder.
Cünüb bir kimsenin veya hayız ve nifâs hâlindeki bir kadının bu durumdayken yapması haram olan hususlar, şunlardır:
Namaz kılmak; Kur’an niyetiyle Kur’an’dan bir parça okumak (ancak dua niyetiyle okumak caizdir. Ayrıca Kur’an ayetlerini çocuklara kelime kelime öğretmek, Kelime-i Şehâdet getirmek, tesbih ve tekbirde bulunmakta da sakınca yoktur); Kur’an-ı Kerîm’e ve onun en ufak bir parçasına dokunmak ya da tutmak (fakat bitişik olmayan bir kılıf veya kutu içerisinde ise tutmak caizdir); Kâbe-i Muazzamayı tavaf etmek ve zaruret olmadığı halde bir mescide girmek ve içinden geçmek; Üzerinde ayet yazılı olan bir levhayı veya buna benzer birşeyi tutmak.
GUSÜL (BOY) ABDESTİ NASIL ALINIR VİDEO ANLATIM
HANIMLAR İÇİN İSLÂM İLMİHALİ
Gusul Abdesti Nasıl Alınır
Gusül: Temiz suyu belirli şekillerde vücudun tamamına dökmektir.
Hanımlara Gusül Abdestinin Farz Olduğu Durumlar
1. Uyku veya Uyanıklık Halinde Şehvetle Meni Çıkması:
Hanımların menisi, ince sarı sıvıdır. Şehvetinin fazla olması halinde bazen beyaz da olur. Hanımların menisinin anlaşılmasını sağlayan iki özellik vardır. Birincisi, kokusu erkeklerin menisinin kokusu gibidir. İkincisi, meni çıkarken haz duyması, çıktıktan sonra da şehvetinin kesilmesidir.[183] Yüce Allah; cünüp olduğunuzda temizlenin.[184] buyurmuştur. Peygamber de (sallallâhu aleyhi ve sellem}; erkeğin suyu koyu beyazdır; hanımların suyu ince sarıdır…’ buyurmuştur.[185]
Meninin çıkmasıyla birlikte gusül farz olur. Meninin çıkma nedenleri arasında cinsel ilişki, ihtilam olunması veya kişinin tatmin olması arasında fark yoktur. Âlimlerin geneli bu görüştedir. [186]
Peygamberimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem); ‘Sudan dolayı su gerekir [187] buyurmuştur. Yani, meninin gelmesinden dolayı gusüî suyu da gerekir.
Ümmü Seleme (radiyailâhu anhâ) anlatıyor; Ebû Talha’nm hanımı Ümmü Selim, Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e geldi ve; ‘Ey Allah’ın Rasülül Kuşkusuz Allah, hakkın söylenmesinden haya etmez. Bir hanım ihtilam olduğu zaman gusül abdesti alması gerekir mi?’ dedi. Rasuluilah (sallallâhu aleyhi ve sellem); ‘suyu [188] gördüğü zaman evet’ buyurdu. [189] Bu hadis hanımların da, erkekler gibi ihtilam olduklarına delildir. Bunun anlamı rüyasında cinsel ilişkide bulunduğunu görmesi, uyandığında da elbisesine meni bulaşmış olmasıdır. Bu durumda gusül abdesti almak farz olur.
Hatırlatmalar:
a) Hastalık vb. sebeplerle, hanımlardan şehvetsiz olarak meni çıktığı zaman, gusül abdesti almaları ‘farz olmaz’. Bu Hanefî, Şafiî ve Mâliki âlimleri bu görüştedir. İmam Şafii ve İbni Hazm ise bu görüşe muhaliftirler. Ancak, Peygamber (sallaliâhu aleyhi ve sellemj’in, hz. Ali’ye hitaben, ‘Meni atarak çıktığı zaman gusül abdesti al [190] emri, âlimlerin çoğunluğunun görüşünü teyit etmektedir.
Meninin atarak çıkması, ancak şehvetle olması durumunda gerçekleşir. Yüce Allah; İnsan, atarak çıkan bir sudan yaratıldı’ buyurmuştur. [191]
b) Rüyasında cinsel ilişkide bulunduğunu gören, ancak uyandığı zaman meni bulamayan kimseye gusül abdesti gerekmez.
İmam Muhammed’e göre, bu durumdaki bir kadının ihtiyaten gusül abdesti alması gerekir. Çünkü kadından çıkacak bir sıvının, rahime akması muhtemeldir. [192]
c) Uykudan kalktığında meni ıslaklığı bulan, ancak rüyasında İhtilam olduğunu hatırlamayan kimseye gusül abdesti almak farzdır.
Bu konuda Âişe validemizin naklettiği hadiste; Peygamber (sallaliâhu aleyhi ve sellem)’e, ‘ihtilam olduğunu hatırlamayan ama meni ıslaklığı bulan kimsenin durumu soruldu’. Peygamberimiz (sallaliâhu aleyhi ve sellem) gusül abdesti alır’ buyurdu. ‘Rüyasında ihtilam olduğunu gören ama meni ıslaklığı bulamayan kimsenin durumu soruldu’. Peygamberimiz {sallaliâhu aleyhi ve sellem) ‘ona gusül abdesti gerekmez’ buyurdu. [193]
d) Elbisesinde meni gören, fakat ne zaman bulaştığını bilmeyen kimse, eğer o haliyle namaz kılmış ise, en son uykudan kalktığı vakitten itibaren namazlarını iade etmesi gerekir.
2. İki Sünnet Mahallinin Birleşmesi (Boşalma Olmasa Dahi Cinsel İlişki Durumunda Gusül Abdestinin Gerekliliği):
Ebû Hureyre (radiyallâhu anh) anlatıyor; Peygamber {sallaliâhu aleyhi ve sellem) buyurdu ki; ‘Erkek, hanımın dört uzvu arasına oturduğu ve ilişkide bulunduğu zaman, gusül farz olur.[194]
Âişe (radiyallâhu anhâ) anlatıyor; ‘Rasulullah (sallaliâhu aleyhi ve seilemj’e; ‘bir adam hammıyİa cinsel ilişkide bulunsa ancak boşalmasa, her ikisine de gusül farz olur mu?’ diye soruldu. Âişe (radiyallâhu anhâ) da, orada oturuyordu. Rasulullah (sallaliâhu aleyhi ve sellem); ‘ben ve işte bu öyle yapıyoruz, sonra da gusül abdesti alıyoruz’ dedi. [195]
Âlimlerin çoğunluğunun görüşünün dayanağı olan bu hadisler ve diğer rivayetler, erkeğin penisi, kadının cinsel organıyla birleştiği zaman, her iki tarafta da boşalma olsun veya olmasın guslün farz olacağını ifade etmiştir.[196]
imam Nevevî, Müslim Şerhinde (1/650) der ki; ‘Bu gün arük bu hükümde farklı bir görüş yoktur. Bu görüşe muhalif bazı sahabeler vardı.[197] Ancak onlardan sonra bahsettiğimiz hükümde icmâ gerçekleşmiştir.’
Hatırl Atmalar:
1. Erkeğin penisi, kadının cinsel organına değse ama girmese, meni inmediği sürece gusül gerekmez. İbrahim en-Nehaî’ye, ‘hammıyla cinsel organların birleşmesi olmaksızın ilişkide bulunan ve boşalan adamın durumu’ sorulduğunda; ‘erkeğe gusül gerekir ama hanıma gerekmez. Kadın sadece meni bulaşan yeri yıkar’ demiştir.[198]
2. Erkek hammıyla ilişkide bulunduğunda, penisinin sadece sünnet olan kısmının girmesi ve çıkan meninin eşinin cinsel organına akması nedeniyle, şayet hanımından da meni gelmemiş ise, hanımına gusül abdesti gerekmez.
İmam Nevevi ‘ei-Mecmû’da (2/151) der ki; ‘Meni [199] kadının cinsel organına veya makadma girdikten sonra tekrar dışarı aksa kadına gusül gerekmez. Alimlerin çoğunluğunun görüşü budur.
Hanefi mezhebine göre, cinsel ilişki halinde, sünnet yeri kadar bir kısmın, kadının cinsel organına girmesiyle boşalma olsun veya olmasın- gusül abdesti gerekir. [200]
3. Erkek hammıyla ilişkide bulunduktan sonra kadın gusül abdesti alır, daha sonra da kadının cinsel organından erkeğin menisi çıkarsa, kadına yeniden gusül gerekmez. Ancak namaz abdesti alması gerekir. [201]
İbni Ebî Şeybe (1/139), sahih senetle Zuhrî’den nakletmiştir. İmam Zuhrî, ‘Gusül abdesti aldıktan sonra, önceden kalan meni akıntısı çıkan erkek ve kadın hakkında ‘cinsel organlarım yıkar ve namaz abdesti alırlar’ demiştir.
4. Henüz hayız görmeyen küçük yaştaki hammıyla ilişkide bulunan erkeğe veya henüz akıl-bâliğ olmamış kocasıyla ilişkide bulunan kadına ‘gusül farz’ olur.
5. Erkek, hanımını cinsel ilişki için çağırdığında, hanımının gusül abdesti alacak su bulunmadığı gerekçesiyle onu engelleme hakkı yoktur. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem); ‘Bir adam, hanımını yatağına çağırdığında, hanımı gelmeyi kabul etmezse; sabaha kadar melekler ona lanet eder.[202]
Şeyhu’I-İsSam ‘Mecmûu’l-Feteuâ’da. (21/454) der ki; ‘Kadının, cinsel ilişkide bulunmak İsteyen kocasına engel olma hakkı yoktur. Onunla ilişkide bulunmalıdır. Eğer gusül alma imkanı olursa, gusül alır; gusül alamazsa teyemmüm eder ve namaz kılar.
3. Hayız ve Lohusa Kanının Kesilmesi:
Aişe (radiyal-lâhu anhâ) anlatıyor; Peygamber (sallaliâhu aleyhi ve sellem), Fatıma bint. Ebî Hubeyş’e; ‘Adet olduğun zaman namaz kılmayı bırak. Adetten kesildiğinde gusül abdesti al ve namaz kıl [203] buyurdu. Lohusahğm, hayız kam gibi olduğu konusunda icmâ edilmiştir.
4. Kâfir Bir Hanım Müslüman Olduğunda:
Kays bin Asım (radiyallâhu anh), ‘Müslüman olduğunda, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) ona su ve sidr [204] ile yıkanmasını’ emretti. [205]
5. Vefat Ettiği Zaman:
Bir kadın vefat ettiğinde, orada bulunan Müslüman hanımlara onu yıkamak/gusül farz olur. Bu konunun izahı, ‘cenazeler’ bahsinde gelecek -İnşallah.
6. Niyet, Guslün Sıhhat Şartıdır:
Çünkü gusül abdesti almak, şeriatın emriyle bilinen bir ibadettir. Dolayısıyla gusül abdesti için niyet şarttır. Hanefi mezhebine göre, gusül abdesti alırken niyet etmek sünnettir.[206]
7. Gusül Abdestinin Rüknü:
Suyu vücudun tamamına yaymaktır’. Gusül abdestinin almışı, suyun bütün vücuda dökülmesi, saça ve tenin tamamına ulaşmasıdır. Bunun dışında gusül abdestinde başka vacip yoktur.
Hanefi mezhebine göre, ağza ve buruna su vermek guslün farzlanndandır.[207]
Cünüplük nedeniyle gusüi alırken saç örgüsünün açılması hakkında soran kimseye Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem); ‘başmm üzerinden üç avuç su döküp, sonra da her tarafına su dökerek temizlenmen yeterlidir [208] buyurdu.
Gusül Abdestinin Almışı:
Cünüplük dolayısıyla gusül abdesti alınışını anlatan birçok rivayet bulunmaktadır. Bunlardan biri, Âişe validemizin rivayetidir; ‘Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) cünüplükten dolayı gusül abdesti aldığı zaman, iki elini yıkayarak başlar, sonra namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra parmaklarını suya sokar, onunla saç diplerini ovardı. Sonra da iki eliyle üç avuç su alır başına dökerdi. Ardından bütün tenine su dökerdi. [209]
Meymûne (radiyallahu anhâ) anlatıyor; ‘Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e gusül abdesti için su döktüm. İki veya üç defa ellerini yıkadı. Sonra sağ eliyle, sol eline su döktü ve cinsel organını yıkadı. Sonra elini yere veya duvara sürttü, sonra da yıkadı. Daha sonra ağzını çalkaladı ve burnuna su çekti, yüzünü, iki elini ve başını yıkadı. Sonra vücuduna su döktü. Sonra yerinden uzaklaştı ve ayaklarını yıkadı. Ona havlu getirdim. Eliyle (gerek yok) işareti yaptı ve istemedi.[210]
Hanımların Cünüplükten Dolayı Gusül Abdesti Alma-Lar M D Ak İ Müstehap Olan Şekli Şöylece Özetleyebiliriz;
1. İki elini üç defa yıkar.
2. Sol eliyle cinsel organını yıkar. Organın içine su tutması gerekmez. Şayet gerekli olsaydı bunu Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) açıklardı.
3. Namaz abdesti gibi abdest alır. Bunu güzelce ve eksiksiz olarak yapar. Eğer leğen vb. bir şeyde yıkanıyorsa ayaklarını yıkamayı en sona bırakabilir.
4. Üç defa başına su döker ve suyun saç köklerine kadar ulaştırır. Saçı örgülü ise, saç örgüsünü açması gerekmez. Ümmü Seleme anlatıyor; ‘Ey Allah’ın Rasülü! Ben saç örgüsü kalın bir kadınım. Cünüplükten dolayı gusül abdesti alırken açmalı mıyım?’ dedim. ‘Hayır, başının üzerinden üç avuç su döküp, sonra da her tarafına su dökerek temizlenmen yeterlidir’ dedi. [211] Abdullah bin Amr, hanımlara gusül abdesti alırken saç örgülerini çözmelerini emredince, buna Âişe validemiz karşı çıkmıştır. [212]
5. Önce sağ, sonra sol tarafından başlayarak vücuduna su döker.
Hatırlatmalar:
a) Yukarıda anlatılan gusül abdestinin alınış şekli müstehap-tır. Tamamı Rasuiullah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in hadislerinden alınmıştır. Şayet, hadiste belirtilenlerin bir kısmıyla yetinmek istenirse, suyu bütün vücuduna iletmiş olmak şartıyla caizdir. Sadece duş almış olmakla veya suya daimakla da gusül abdesti alınmış olur. İmrân- bin Husayn hadisinde anlatılan ‘devesi üzerinde iki tulum su arasında oturan kadın’ kıssasında [213] Peygamber fsallallâhu aleyhi ve sellem) ‘.. .en son cünüp olan kişiye bir kap su verdi ve; ‘git üstüne dök’ buyurdu.[214]
b) Cünüplükten dolayı gusül abdesti alan bir kadın, cinsel organına sadece örtü üzerinden dokunmalıdır. Daha önce de belirtildiği gibi, örtüsüz dokunduğu takdirde (namaz) abdesti bozulur.
Hanefi mezhebine göre, kadın veya erkeğin kendi organına dokunmasıyla abdest bozulmaz. [215]
Hayız ve Lohusalıktan Sonra Gusül Abdesti:
Hayız ve loğusalık nedeniyle gusül abdesti almak, cünüplükten dolayı gusül abdesti almak gibidir. Ancak fazlalık olarak şunlar yapılır;
1. Su ile birlikte sabun vb. temizlik maddeleri kullanmak. Nitekim ‘hayızı biten kadının guslü hakkında’ soran Esma (radi-yallâhu anhâj’ya, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur; ‘su ve sidr [216] alırsınız ve temizlenirsiniz.. [217]
2. Hayız nedeniyle gusül abdesti alan kadının saç örgüsünü açması müstehaptır. Böylelikle suyun saç diplerine ulaştığı konusunda emin olur. Âişe (radiyallahu anhâ) anlatıyor; Peygamber (sallallâhu aleyhi ve seîlem) ona hayızdan dolayı- ‘saçını çöz ve yıkan’ buyurdu.[218]
3. Gusül abdestini tamamladıktan sonra hayız kanının bulaştığı yerlere bir kumaş parçasıyla misk veya koku sürmesi ve kan kokusunu gidermesi müstehaptır.
Aişe (radiyallahu anhâ) anlatıyor; ‘Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e bir kadın hayızdan dolayı nasıl gusül abdesti alacağını sordu. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) ‘ona nasıl yıkanması gerektiğini anlattı ve ‘misk kokusuna bandırılmış bir yün veya pamuk parçası al ve onunla temizleri buyurdu. Kadın; ‘nasıl temizleneyim?’ dedi. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) ‘onunla temizleri buyurdu. Kadın; ‘nasıl?’ dedi. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) ‘Subhanallah! Temizlen iştel’ buyurdu. Bunun üzerine ben onu kendime doğru çektim ve ‘kokulu bir parçayı kan izinin bulunduğu yere sürmesini’ söyledim. [219]
Eşinin veya bir yakınının vefatı nedeniyle matem döneminde yas tutuyor olsa da, hanımların hayız kanından temizlenirken koku kullanmalarına ruhsat verilmiştir. -İnşaallah yeri geldiğinde bu konu daha geniş izah edilecektir.
Hatırlatmalar:
1. Cinsel ilişki sonucu cünüp olan hanım, gusletmeden önce hayız olur ise, ayrıca cünüplükten dolayı gusül abdesti alması gerekmez. Hayızı tamamlandıktan sonra cünüplük ve hayızdan dolayı, her ikisi için de niyet ederek, bir gusül abdesti alır.[220] Ancak isterse, cinsel organını yıkamayla yetinebileceği gibi, müstehap olduğu için gusül abdesti de alabilir. Ya da, hayızdan temizlendiği zaman gusleder.
Hanefî mezhebine göre, bir kadın ihtilam olduktan sonra veya eşiyle ilişkide bulunduktan sonra gusül abdesti almadan önce âdet görmesi durumunda, gusül abdesti alıp-almamakta serbesttir. Ancak gusül abdesti alması daha evlâdır. [221]
2. Gusül abdestini gerektiren iki durum bir arada olduğu zaman, her ikisine de niyet ederek tek gusül abdesti alınması yeterlidir. Alimlerin çoğunluğunun görüşü budur. [222]
3. Cünüplükten dolayı gusül abdesti alan kadın, abdest almadan önce gusül abdesti almış ise, gusül abdesti normal abdest yerine de geçer. Gusül abdesti aldıktan sonra tekrar abdest alması gerekmez. Çünkü cünüplükten arınmak, küçük hadesten/ abdestsizlikten de arınmaktır. Âişe (radiyaîlahu anhâ) anlatıyor; ‘Rasulullah (saiiallâhu aleyhi ve seüem) gusül abdesti alır ve iki rekat namaz kılardı. Gusü! abdestinden sonra abdest aldığını görmedim.[223]
4. Cünüplükten dolayı gusül abdesti almayı geciktirmekte kadınlar için bir sakınca yoktur. Gusül abdestini bir an önce almak için acele etmek, hiç kuşkusuz birinci derecede namaz için olur. Nitekim Âişe validemizin bildirdiğine göre, Peygamber (sal-lallâhu aieyhi ve sellem) bazen gusül abdesti almadan uyuduğu oluyormuş. [224]
5. Cünüp iken, tüyleri gidermek, saçı ve tırnakları kısaltmak, çarşıya çıkmak vb. şeyler hanımlara da, erkeklere de mubahtır, hiçbir sakıncası yoktur.
Hanefî mezhebinde, cünüp kimsenin etek traşı olması veya tırnak kesmesi mekruhtur. [225]
6. Hanımların eşleriyle birlikte banyo yapmaları -âlimlerin icmâsıyla caizdir, birbirlerinin avret mahalline bakmaları caizdir. Mekruh değildir. Aişe (radiyaîlahu anhâ) anlatıyor; ‘ben ve Peygamber (salhiîâhu aleyhi ve sellem) bir kapta yıkanırdık. O benden önce davranırdı, ben de; ‘bana bırak, bana bırak’ derdim’. [226]
7. Kadın olsun, erkek olsun bir başkasından artan gusül abdesti suyunu kullanması caizdir. Çünkü İbni Abbâs radiyaîlahu anh, ‘Rasuluiîah (sallallâhu aleyhi ve sellem), Meymûne’den artan su ile gusül abdesti alıyordu’ demiştir. [227]
8. Mümin kadının, eşi dışında hiç kimsenin yanında tamamen çıplak yıkanması caiz değildir. Ancak yalnız olarak veya eşinin yanında yıkandığı zaman tamamen çıplak olmasında bir sakınca yoktur. Mûsâ ve Eyyûb aleyhisselam’m tamamen çıplak olarak yıkandığı sabittir. Tabi bu hiç kimsenin bulunmadığı yerde olmuştur.
9. Gusül abdesti alırken, henüz tamamlamadan normal abdesti bozan bir durum olduğunda, gusül abdestini iade etmesi gerekmez, kaldığı yerden tamamlar. Bu durumda yapması gereken sadece namaz abdesti almasıdır. Alimlerin çoğunluğunun görüşü budur. Çünkü namaz abdestinin bozulması, gusül abdes-tine mâni değildir. Abdestli olması guslü etkilemeyeceği gibi, olmayışı da etkilemez.
10. Namaz abdesti alındığı takdirde, cünüp olarak uyumak caizdir. Ömer bin Hattâb (radiyaîlahu anh), gece cünüp olma hakkında, Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e sordu. Peygamber ‘Abdest, organını yıka sonra uyu’ buyurdu. [228]
Hanımlara Gusül Abdestinin Müstehap Olduğu Durumlar
Gusül abdestinin farz olduğu durumlar anlatıldı. Bu bölümde gusül abdesti almanın müstehap olduğu durumlara dikkat çekilecektir. Bunlar;
1. Cinsel İlişkide Bulunduktan Hemen Sonra Gusül Abdesti Almak:
Ebû Râfî’nİn rivayet ettiği hadiste şöyle anlatılmakta; ‘Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir gece hanımlarını dolaştı ve tek tek hepsinin yanında gusül abdesti aldı. Ben; Ey Allah’ın Rasülü! Tamamı için bir defa abdest alman yeterli olmaz mı?’ dedim. ‘Bu daha güzel, daha hoş ve daha temiz’ buyurdu. [229]
2. Bayıldıktan Sonra Gusül Abdesti Almak:
Çünkü Peygamber (sailallâhu aleyhi ve sellem) baygınlıktan sonra gusül abdesti almıştır.[230]
3. Hastalık Kanaması Olanların Her Namaz İçin Gusül Abdesti Alması:
Her ne kadar bu konuda birçok zayıf rivayetler olsa dahi, Ümmü Habîbe’nin rivayet ettiği hadiste şöyle buyrulmuştur; ‘Ümmü Habîbe yedi yıl hastalık kanaması geçirmişti. Ra-suîuüah (sallallâhu aleyhi ve sellem)’e bu durumunu sorduğunda, ona gusletmesini emretmiş ve ‘bu bir damardır’ buyurmuştur. Bu nedenle Ümmü Habıbe her namaz için gusül abdesti alırdı. [231]
Hanefî mezhebine göre bu durumdaki hanımlar ‘özür sahibi’ kabul edilirler. Bunların her farz namaz vakti için bir abdest alması gerekir. Bu konuyla ilgili açıklama ve kaynaklan daha önce zikredilmişti. (Çev.)
4. Ramazan Ve Kurban Bayramlarında Ve Arefe Günü Gusül Abdesti Almak:
Bir adam Ali radiyallahu anh’a gusül abdesti hakkında sordu. Alı radiyallahu anh; ‘İstersen, her gün yıkan dedi. O; ‘hayır, gusül abdesti olan gusül!’ dedi. Ali radiyallahu anh; ‘Cuma günü, Arefe günü, Kurban ve Ramazan bayramı günü’ dedi. [232]
Nâfi’ anlatıyor; İbni Ömer radiyallahu anh ‘Ramazan bayramı günü, namaza gitmeden önce gusüi abdesti alıyordu.[233]
5. Cenaze Yıkandığı Zaman Gusül Abdesti Almak:
Hadişte, ‘kim cenaze yıkarsa, gusül abdesti alsın [234] buyrulmuştur. Hadisin sıhhat derecesinde farklı görüşler ileri sürülmüştür.
6. Umre Veya Hac İçin İhrama Girildiğinde Gusül Abdesti Almak:
Zeyd bin Sabit radiyallahu anh, ‘Peygamber (sallallâhu aleyhi ve seüemj’i ihrama girmek için dikişli elbiselerden soyunduğunu ve guslettiğini görmüştür.[235]
7. Mekke’ye Girerken Gusül Abdesti Almak:
ibni Ömer radiyallahu anh Mekke’ye gireceği zaman, ‘Zî Tuvâ’ denilen yerde geceyi geçirir, sabahleyin gusül abdesti alır ve gündüz vakti Mekke’ye girerdi. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’in de böyle yaptığını söylerdi. [236]
Gusül sayfası gonlumungulucom sayfasındasınız.
** Gusül Abdesti Kaynaklar **
[184] Mâide, 6.
[185] Müslim, 311; Nesâİ, 1/112; İbni Mâce, 601.
[186] el-Mecmû’, 1/139; ‘e!-Muğnî’, 1/199; ‘el-Feth’, 1/389; ‘Neylul-Evtâr’,1/221.
[187] Müslim, 343: Ebû Dâvûd, 214.
[188] Meni gördüğü zaman, {çev.)
[189] Buhâri, 282; Müslim, Nevevî Şerhi, 1/608; Tirmîzî, 122.
[190] Ebû Dâvûd, 206; Nesâî, 193; Ahmed b. Hanbel, 1/247.
[191] Târik, 6.
[192] El-Merginânî, el-Hidâye, 62-65.
[193] Ebû Dâvûd, 233; Tirmîzî, 113; İbni Mâce, 612; Ahmed bin Hanbel, 6/256. Sahih senetle rivayet edilmiştir.
[194] Sahihi Müslim, 349.
[195] Müslim, 350.
[196] el-Muhaliâ’, 2/2; ‘Muhtasaru’l-HirakV, 1/198.
[197] Şu muhalif sabelerin görüşlerini değiştirdikleri nakledilmiştir. Bkz. ‘el-Câmiu Ahkâtni’n-Nisâ’, 1/89/90.
[198] Abdurrezzak ‘Musonne/’İnde, sahih senetle İbrahim en-Nehaf den nakletmiştir. 971.
[199] Erkeğin penisinin sadece sünnet olan kısmının girmesi sonucunda çıkan meni. (çev.)
[200] Merginânî, el-Hıdâye, 63.
[201] İmam Nevcvİ ‘el-Mecmu, 1/151; İbni Hazm’ın ‘el-Muhallâ’daki görüşü de ‘gusül abdesti gerekmediği’ yönündedir. Ancak İbni Hazm, kadının bu durumda abdest almasını da gerekli görmemiştir. Ancak abdest alması evlâdır, demiştir. 1/6.
[202] Buhâri, 9/293 (Feth); Müslim, s. 1060.
[203] Buhârî, 320; Müslim, 262, 333; vdğ.
[204] Suyun temizleyicilik özelliğini artıran bir ağaç parçası. (Çev.)
[205] Nesâî, 1/109; Tirmîzî, 602; Ebû Dâvûd, 351; Albânî, ‘e/-/rırâ’da sahihtir demiştir. 128.
[206] Zuhaytt, Fıkhu’l-İslâmî, 1/373.
[207] el-Mûsilî, e\4htiyâr, 11; Zuhaylî, FılcfıuV-lslâmî, 1/374. (Çev.)
[208] Müslim, 330; vdğ.
[209] Buhârî, 248; Müslim, 316.
[210] Buhârî, 266; Müslim, 317.
[211] Müslim, 330; Ebû Dâvûd, .251; Nesâî, 1/131; Tirmîzî, 105; İbni Mâce. 603.
[212] Müslim, 331; vdğ.
[213] Bkz. Buhârî, Kitöbu’t-Teyemmüm, bab 5, hadis no 10. (çev.)
[214] Buhârî, Fethu’I-Bârt, 1/448.
[215] Bkz. Abdurrahmân el-Cezîrî, el-Mezâhıbul-Erbo’a, 1/76; el-Mûsilî, et~İh-tiyâr, 20; Tahtâvî, 51. (Çev.)
el-Mûsilî, el-İhüyâr, lla. {Çev.)
[216] Suyun temizleyicilik özelliğini artıran bir ağaç parçası. (Çev.)
[217] Buhârî, 314; Müslim, 332.
[218] İbni Mâce, 641; Sahih senetle rivayet edilmiştir. Buhârî, 317 ve Müslim, 1211’deki hadisler de bu hadisi teyit eder mahiyettedir -‘şâhid’dir.
[219] Buhârî, 314; Müslim, 332.
[220] Bazı âlimler, ‘hayzının bitmesini beklemeden, cünüplük nedeniyle gusül abdesti alması gerekir. Hayızı tamamlandıktan sonra da ‘hayızdan dolayı gusül abdesti alır’ demişlerdir. Atâ, ei-Hasen, en-Nehâî gibi âlimler bu görüştedir. Bazı âlimler de, ‘cünüplükten dolayı sadece cinsel organını yıkaması yeterlidir’ demişlerdir. Sonuçta her iki görüşün de delili yoktur. Doğrusu yukarıda zikrettiğimiz görüştür. Bu görüş, ‘e/-Mugnî’de de (1/210) belirtildiği gibi, İmam Ahmed bin Hanbel’İn mezhebidir.
[221] E!-Mebsût, 1/70
[222] İbni Kudâme.’ef-Muğnî’, 1/221.
[223] Ebû Dâvûd, 250; Ahmed bin Hanbel, 119; Rivayet ‘sahih ligayrihi’dir.
[224] Câmiu Ahkâmi’n-Nisâ, 1/124.
[225] Fetevâi Hindiye, 5/357-358. (Çev).
[226] Buhârî, 299; Müslim, 321; vdğ.
[227] Buhârî, 295; Müslim, 323; vdğ.
[228] Buhârî, 290; Müslim, 306.
[229] Ebû Dâvûd, 216; İbni Mâce, 560; Albâni bu rivayeti ‘hasen’ olarak derecelendirin iştir.
[230] Buhârî, 687; Müslim 418, Aişe (radiyallahu anhâ)’nın rivayet ettiği uzun hadiste belirtilmiştir.
[231] Buhârî, 327; Müslim, 334.
[232] İmam Şafii, ‘Müsned’, 114. Beyhakî, 3/278.
[233] Mâlik, Muvattâ, 426; Şafii, ‘ei-Umm’, 1/231; Sahih hadistir.
[234] ibni Mâce, 1463; Tirmîzî, İbni Hacer ve Aibânî ‘hasen’ olarak dereceİen-dirmiştir. Zahiren ‘Ma’lûT hadistir, dikkat edilmelidir.
[235] Tirmîzî, 831; Aibânî ‘e/-/rı;â’da (149) ‘hasen’ olarak derecelendirin iştir.